Eskiden Yeniye “Farklı Cami Tipolojileri ve Mimarları”
İlk camiler kubbeli yapılar değildi. Cami mimarisinde önemli olan ibadet yönünü belirleyecek mihrap, vaaz için minber, vaaz kürsüsü ve insanlara namaz vaktini bildirmek için kullanılan minaredir. Geçmişte olduğu gibi ezanın şerefeye çıkıp okunması gerekmediğinden, minare günümüzde sembolik olarak inşa edilmektedir. Kubbe, temelde sadece sembolik değil, aynı zamanda işlevsel bir mimari unsur olsa da kendisine yüklenen anlam sebebiyle, 20. yüzyıl cami mimarisinin vazgeçilmez unsuru olarak görülmeye devam etmektedir.
İslam dininin ilk camileri ile günümüz camileri arasında benzerlikler azdır. İlk dönemlerden bugüne cami mimarisi sürekli gelişim göstermiş, İslam dininin yayıldığı farklı coğrafyaların özelliklerine bağlı olarak birbirinden çok farklı görünümlere ulaşmıştır. Anadolu’daki geleneğe bakılırsa, geçmişte hiçbir caminin bir diğerinin kopyası olmadığı görülür. İnşa edilen her yeni camide mutlaka bir yenilik, yeni bir üslup, teknolojik gelişme izlenir. Osmanlı mimarisinde birbirinin aynı cami bulmak pek olası değildir. Erken Osmanlı, Klasik dönem, 19. yüzyıl camileri üslup olarak birbirinden farklıdır. Hiçbir dönem kendinden önceki dönemi taklit etmeye yönelmemiş, döneme özgü mimariyi yaratmıştır.

DİVRİĞİ ULU CAMİİ
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası olarak bilinen bu yapı topluluğu, cami, darüşşifa ve türbeden meydana gelen bir külliyedir. Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlı Mengücek Beyliği döneminde inşa edilmiştir. Ulu Cami, Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah tarafından; Darüşşifa ise eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılmıştır. 1228 yılında başlanıp 1243 tarihinde tamamlanan yapı kompleksinin Baş Mimarı Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah’tır.
Başta kapılar ve sütunlar olmak üzere, külliyenin bir çok yerinde bulunan, Ahlatlı ve Tiflisli ustaların taş işçiliğinin en nadide örneklerini yansıtan motifler vardır. Bu eseri farklı ve özgün kılan bir diğer özellik de, uzaktan bakıldığında simetrik olduğu düşünülen, fakat özünde asimetrik olan bezemelerde yer alan on binlerce motifin hiç birinin bir daha kendini tekrar etmemesidir.
Mimari üslubu, süsleme ve örtü sistemlerinin dengeli ve uyumlu tasarımıyla önem kazanan bu şaheser, dünyada, görülmeye değer eserler listesinin başında yer almaktadır. Görenleri kendisine hayran bırakan bu muhteşem eser, sanat tarihçileri tarafından “Divriği mucizesi”, “Anadolu’nun Elhamrası” gibi ifadelerle tanımlanmıştır. 1985 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası” listesine alınan, İslam mimarisinin bu başyapıtı, aynı zamanda T.C. Cumhurbaşkanlığının koruması altındadır.
Ulu Cami ve Darüşşifa, dıştan yalın bir mimari görünüme sahiptir. Ancak Darüşşifa Taç Kapısı, Kuzey Taç Kapısı, Batı Taç Kapısı ve Şah Mahfili Taç Kapısının her biri birbirinden farklı eşsiz bezemeleri ile göz kamaştıran birer mimarlık ve mühendislik harikası niteliğindedir.

MİMAR SİNAN
Kayseri’nin Ağırnas köyünde 1489’da doğan Mimar Sinan, Yavuz Sultan Selim zamanında zandı ve baş mimarlığa yükseldi. Mimar Sinan’ın türbesi, Süleymaniye Külliyesi’nde yer alıyor. Mimar Sinan’ın ilk eseri olarak Halep’teki Hüsreviye Camisi (1536-1537), İstanbul’daki ilk eseri de Şehzade Camisi (1543-1548) olarak kabul ediliyor. Mimar Sinan’a, “kalfalık eserim” dediği ve “şaheseri” olarak nitelendirilen Süleymaniye Camisi’nin inşasındaki başarısı dolayısıyla “ulu, yüce” anlamında “Koca” unvanı verildi.
Çağındaki Osmanlı toprakları içinde 365 eseri bulunan Mimar Sinan’ın İstanbul ve yakın çevresindeki illerde 200’e yakın eseri yer alıyor. İstanbul’da ayakta kalan 100 eserden 58’i ise özgünlüğünü koruyor. Sinan’ın İstanbul’daki eserleri arasında, ilk Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa için yapılan Beşiktaş’taki türbe, Üsküdar’daki Atik Valide Sultan Külliyesi, Sultanahmet Meydanı’ndaki İbrahim Paşa Sarayı (Türk İslam Eserleri Müzesi), Ayasofya Camisi’nin minareleri ilk akla gelen eserlerinden bazıları.
Mimar Sinan’ın, Mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar: Halep’te Husreviye Külliyesi, Gebze’de Çoban Mustafa Külliyesi ve İstanbul’da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesi’dir. Halep’teki Hüsreviye Külliyesinde, tek kubbeli cami tarzı ile bu kubbenin köşelerine birer kubbe ilave edilerek yan mekânlı cami tarzı birleştirilmiş ve böylece Osmanlı mimarlarının İznik ve Bursa’daki eserlerine uyulmuştur. Külliyede ayrıca, avlu, medrese, hamam, imaret ve misafirhane gibi kısımlar bulunmaktadır. Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesinde renkli taş kakmalar ve süslemeler görülür. Külliyede cami, türbe ve diğer unsurlar ahenkli bir tarzda yerleştirilmiştir.
Mimar Sinan’ın İstanbul’daki ilk eseri olan Haseki Külliyesi, devrindeki bütün mimari unsurları taşımaktadır. Cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, darüşşifa ve çeşmeden oluşan külliyede cami, diğer kısımlardan tamamen ayrıdır.
Mimar Sinan, Mimarbaşı olduğu sürece birbirinden çok değişik konularla uğraştı. Zaman zaman eski yapıları restore etti. Bu konudaki en büyük çabayı Ayasofya için harcadı. 1573’te Ayasofya’nın kubbesini onararak çevresine, takviyeli duvarlar yaptı ve eserin bu günlere sağlam olarak gelmesini sağladı. Eski eserlerle abidelerin yakınına yapılan ve onların görünümlerini bozan yapıların yıkılması da onun görevleri arasındaydı. Bu sebeplerle Zeyrek Camii ve Rumeli Hisarı civarına yapılan bazı ev ve dükkânların yıkımını sağladı.
İstanbul caddelerinin genişliği, evlerin yapımı ve lağımların bağlanmasıyla uğraştı. Sokakların darlığı sebebiyle ortaya çıkan yangın tehlikesine dikkat çekip bu hususta ferman yayınlattı.
SÜLEYMANİYE CAMİİ
Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Kendi tabiriyle kalfalık döneminde, 1550-1557 yılları arasında yapılmıştır.
Süleymaniye Camii, Klasik Osmanlı Mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Yapımından günümüze dek İstanbul’da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine karşın, caminin duvarlarında en ufak bir çatlak oluşmamıştır. Dört fil ayağı üzerine oturan caminin kubbesi 53 m. yüksekliğinde ve 27,5 m çapındadır. Bu ana kubbe, Ayasofya’da da görüldüğü gibi, iki yarım kubbe ile desteklenmektedir. Kubbe kasnağında 32 pencere bulunmaktadır. Cami avlusunun dört köşesinde birer minare bulunmaktadır. Bu minarelerin camiye bitişik iki tanesi üçer şerefeli ve 76 m. yüksekliğinde, cami avlusunun kuzey köşesinde son cemaat yeri giriş cephesi duvarının köşesinde bulunan diğer iki minare ise ikişer şerefeli ve 56 m. yüksekliğindedir. Cami, içindeki kandil islerini temizleyecek hava akımına uygun inşa edilmiştir.
Yani cami içinde, yağ lambalarından çıkan islerin tek bir noktada toplanmasını sağlayan bir hava akımı oluşturacak şekilde inşa edilmiştir. Camiden çıkan isler ana giriş kapısının üzerindeki odada toplanmış ve bu isler mürekkep yapımında kullanılmıştır. Mimar Sinan’ın Mimarbaşı olduktan sonra verdiği üç büyük eser, onun sanatının gelişmesini gösteren basamaklardır. Bunların ilki İstanbul’daki Şehzade Camii ve külliyesidir. Dört yarım kubbenin ortasında merkezi bir kubbe tarzında inşa edilen Şehzade Camii, daha sonra yapılan bütün camilere örnek teşkil etmiştir.

MİMARLIK TARİHİNİN ŞAHESERİ: SELİMİYE
“Kubbeyi zirveye taşıyan mimar” olarak da adlandırılan Mimar Sinan, kubbenin gelişebildiği en uç noktaya kadar ustalığını sergiledi.
Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği Edirne’deki Camisi’ni 85 yaşında inşa etti. Türk-Osmanlı sanatının ve dünya mimarlık tarihinin baş eserlerinden kabul ediliyor. Kesme taştan yapılan cami iç bölümüyle 1620 metrekare, avlusuyla birlikte 2475 metrekarelik alana inşa edildi. Yerden yüksekliği 43,28 metre olan kubbe, 31,30 metre çapıyla dikkati çekiyor.
Ayasofya’dan daha büyük olan kubbesi, 6 metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan 8 büyük fil payeye oturuyor. Köşelerde dört, mihrap yerinde bir yarım kubbe merkezi kubbeyi destekliyor.
Böylesi geniş bir kubbeye sahip olmasına rağmen kubbeyi destekleyen ayakların iç mekânı bölmesine izin verilmemiştir. Caminin dört köşesinde yer alan ve her biri üç şerefeli olan minareleri ise kendi türleri içinde dünyanın en zarifleri arasında. Şaşkınlık uyandıracak bir mimari başarı ile çok uzun olmalarına rağmen olabilecek en ince biçimde yapılmışlar ve hatta iki tanesine şerefelere çıkarken birbirleriyle kesişmeyen üç farklı merdiven yerleştirilmiştir.

EMRE AROLAT
1982’de Galatasaray Lisesi’nden mezun olan Emre Arolat, 1986 yılında girdiği Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden 1992 yılında yüksek lisans derecesiyle mezun oldu. Öğrenciliği döneminde çeşitli ulusal ve uluslararası proje yarışmalarında kazandığı ödüllü projeleri çeşitli mimarlık dergilerinde yayımlandı. Meslek hayatı boyunca çeşitli mimari yarışmalara katılan Arolat, 2006 yılında Dalaman Havalimanı projesiyle uluslararası “AR Awards for Emerging Architecture” ödülünü kazandı.
SANCAKLAR CAMİİ
İslam dininde ibadet edilen alanın temiz olan herhangi bir yer olabilmesi ve camiinin herhangi belirli bir şeklinin olmaması, Emre Arolat’ın tasarımının en önemli çıkış noktasıdır. Şekle dayalı kalıpların dışına çıkarak, fiziksel ve duygusal algılara hitap eden bir camii yaratılmaya çalışılmıştır. Camiinin tasarımında Hz. Muhammed’e ilk vahiy gelen yer olan Hira mağarasından esinlenildiği de söylenmektedir. Yapının en önemli tasarım özelliklerinden bir tanesi de içinde bulunduğu eğimli kırsal arazi ile kurduğu ilişkidir. Camiinin eğimle birlikte kaybolması ve dışarıdan bakıldığında camiinin minaresi dışında herhangi bir kısmının gözükmemesi amaçlanmıştır.
Sancaklar Camii’nin tasarımındaki sadelik, iç mimarisinde de gözükmektedir. Camiinin iç tasarımında kullanılan materyallerde abartıya ve gereksiz süse kaçılmadan sade ve şık bir ambiyans yaratılmıştır. Bu sadelik İslam dininin ve ibadet etmenin sadeliğini, saflığını yansıtmaktadır.
Firdevs Bağcı / Mimar
Tohum Sayı 161 / Yaz 2018
Kaynaklar:
http://epicworldhistory.blogspot. com/2012/05/abdul-menan-sinan-ottoman-architect.html
https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sa-nat/sinanin-mimari-sirri-asirlardir-cozulemiyor-/1112544
http://www.mimarlikdergisi.com/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSa yi=48&RecID=1178 http://www.mimarizm.com/makale/emre-arolat-ozgecmis_113352 https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/sivas/gezilecekyer/dvrg-ulu-cam-ve-darussfasi
http://www.divrigiulucamii.com/tr/Sivas_Divrigi_Ulu_Camii_Ge-nel_Bilgi_1.html
http://www.divrigiulucamii.com/tr/Cennet_Kapi_4.html
http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/selimiyenin-hic-bilinmeyen-manevi-sifreleri-40483659
http://www.istanbuldakiler.com/sehzade-camii-38.html
http://www.csb.gov.tr/turk-mimarisinin-abide-sahsiyetleri—mimar-sinan-makale