MUKADDER GEMİCİ
Şunları Sorsak, ikinci misafiri ile karşınızda. Türk edebiyatının hünerli kalemi Fatma Barbarosoğlu bizi kırmadı ve rüyalarından çocukluğuna, en sevdiği şehirden hayat düsturu olan cümlesine kadar bugüne kadar hiç bilinmeyen yönlerini paylaştı.
Peygamber Efendimiz “Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi” der. Sizin şu yalan dünyadan sevdiğiniz üç şey nedir?
Uzaktan işittiğim neşeli çocuk cıvıltıları, rüzgara karışmış ezan sesi, ufkumu kesmeyen bir boşluk içinde gökyüzüne bakarken ölümlü olduğumu derinden hissettiğim o anda “beni yarattın demek ki benden ümidin vardı ey Rabbim” diye umutlandığım o anlar…
Şehriniz hangisidir, sizi hep çeken, uzak, yakın, hayalî?
Bir zamanlar Şam idi. Ev – veli Şam ahiri Şam denen Şam. Şimdi Şam içimde cam kırıkları, can kırıkları. Çocuklarım üniversiteyi bitirince Şam’a gidecektim. Bir medresede hizmet edecektim. Yerleri silip süpürecek, patates, soğan doğrayacak hiç konuşma – dan saklanmayı tecrübe edecektim. Niye Şam? Çünkü rüyalarıma girerdi. Çünkü rüyamda kendimi Şam’da eski bir medresede görürdüm.
Tarihi şahsiyetlerden huyu huyunuza benzeyen kim?
Benzeyen ile benzetileni iyi tanımak gerekiyor. Bu anlamda henüz kendimi tanıdığımdan emin değilim ki, ben tıpkı şu kişi gibiyim deme hakkım olsun.
Neyi yaptığınız için pişmansınız?
Şunu fark ettim ki, insan bir defa pişmanlığının adını anınca tövbe etmekten vazgeçiyor. Oysa o pişmanlık için her daim tövbe etme hakkım bende kalsın istiyorum.